DEV PROJELER DEĞİŞEN VE GELİŞEN TÜRKİYE



Türkiye son on yılda yakaladığı istikrarlı ortamla büyüme ve gelişmede hızlı bir yol aldı. Hızla gelişen ülkemiz bu gelişmeye paralel olarak ‘’ dev projeleri’’ hayata geçirmeye başladı. Bu projeler sadece Türkiye de değil dünyada da dev projeler olmakla birlikte çoğu dünyada bir en veya ilk olma özelliğini kazandı. Özellikle ulaşım, enerji ve askeri alanlarda önemli projelere imzalar atıldı. İsrail ve Batı’nın İran’a şiddetle baskı yaparak nükleer enerji alanındaki çalışmalarını engellemeye çalıştığı bir dönemde Türkiye İki nükleer santral ihalesi yaptı ve üçüncüsünde de ihale aşamasına gelindi. Bu milyarlarca dolarlık dev projeler Türkiye’nin büyük devlet olama yolunda hızla ve emin adımlarla ilerlediğini birer göstergesi oldu. Aynı zamanda bu gelişmeler Türkiye’nin yeniden bölgede söz sahibi olmasına neden oldu. Bunu özellikle Türkiye’nin Arap baharında oynadığı etkin rol ve uluslararası platformlarda yeniden söz sahibi olmasında görüyoruz.

Şimdi  bu dev projelerden öne çıkanlarından bazılarına özetle bakalım:


ULAŞIM ALANINDAKİ PROJELER

Marmaray ‘’Asrın Projesi’’

·        Dünyadaki en önemli projelerden biri olan MARMARAY PROJESİ ,  Avrupa yakasında bulunan Halkalı ile Asya yakasında bulunan Gebze ilçelerini kesintisiz, modern ve yüksek kapasiteli bir banliyö demiryolu sistemiyle bağlamak amacıyla İstanbul'daki banliyö demiryolu sisteminin iyileştirilmesi ve Demiryolu Boğaz Tüp Geçişi inşasına dayanmaktadır.

·        Hat, Kazlıçeşme'de yeraltına girecek; yeni yeraltı istasyonları olan Yenikapı ve Sirkeci boyunca ilerleyecek, İstanbul Boğazının altından geçecek, ve diğer bir yeni yer altı istasyonu olan Üsküdar'a bağlanacak ve Söğütlüçeşme'de tekrar yüzeye çıkacaktır.

·       Proje, şu anda dünyadaki en büyük ulaşım altyapı projelerinden birisidir. İyileştirilmiş ve yeni demiryolu sisteminin tamamı, yaklaşık 76 km uzunluğunda olacaktır. Ana yapılar ve sistemler, batırma tüp tünel, delme tüneller, aç-kapa tüneller, hemzemin yapılar, 3 yeni yeraltı istasyonu, 36 yerüstü istasyonu (yenileme ve iyileştirme), işletim kontrol merkezi, sahalar, atölyeler, bakım tesisleri, yerüstüne inşa edilecek olan yeni bir üçüncü hat dahil olmak üzere, mevcut hatların iyileştirilmesi, tamamen yeni elektrikli ve mekanik sistemler ve temin edilecek olan modern demiryolu araçlarını kapsayacak olan 4 bölümden oluşacaktır.


3. Köprü Projesi

·        Günlük 135 bin araç geçmesi  planlanan köprünün 2015 yılında tamamlanması bekleniyor.

·        Üçüncü köprü için henüz bir ad belirlenmediyse de köprü ve köprü ile birlikte yapılacak olan otoyolun ayrıntıları 25 bin ölçekli imar planlarına işlendi. Bununla birlikte Çorlu-Çerkezköy bölgesine üçüncü bir havaalanı yapılması, Anadolu Yakası'nın kuzey bölümünde Riva çevresinin turizme açılması, İzmit yakınlarına büyük bir teknopark yapılması da planlandı.

·         Köprünün maliyetinin kamulaştırma bedelleri ve yapım harcamalarla birlikte 4,5 milyar TL olacağı bildirildi.


     Yüksek  Hızlı Tren Projesi

·         Yüksek Hızlı Tren, Türkiye’nin ilk hızlı trenidir. Türkiye bu teknolojiyi kullanan ülkeler arasında Avrupa da 6. dünya da ise 8. sıradadır. 

·         17.5 milyon avroya maal olmuştur ve 495 yolcu kapasitelidir.

·         İlk seferine 13 Mart 3009 günü Başbakan  Recep Tayyip Erdoğan’ın makinistlik yapmasıyla seferlerine başlamıştır.

·         Yapımı devam eden  İstanbul-Eskişehir hattıyla Ankara-İstanbul arası  6-7 saatlik yolculuk süresinin 3 saat 10 dakikaya düşmesi bekleniyor.

·         2013 yılında hat MARMARAYLA bağlanınca dünyanın ilk kıtalar arası tren seferleri başlamış olacak.


Tamamlanan, İnşaatı Devam Eden Ve Yapılması Planlanan Yüksek Hızlı Tren Hatları

·        ANKARA-ESKİŞEHİR HIZLI TREN HATTI:  Hattın uzunluğu 245 km’dir.  Yolculuk süresi  95 dk’dır. Hat tamamlanmıştır.

·        ANKARA-İSTANBUL HIZLI TREN HATTI:  Hat uzunluğu 533 km’dir. Yolculuk süresi,  3 saat 15 dk’dır. Hattın ANKARA-ESKİŞEHİR etabı tamamlanmıştır.

·        ANKARA-KONYA HIZLI TREN HATTI:  Hattın uzunluğu 306 km’dir. 10 saat 30 dk olan Ankara-Konya yolculuk süresi 1 saat 40 dk’ya düşmüştür.

·        ANKARA-İZMİR HIZLI TREN HATTI: Hattın Hattın sırasıyla Ankara - Afyonkarahisar - Uşak - Manisa - İzmir şehirlerinden geçmesi planlanmaktadır. Hat tamamlandığında, Ankara-İzmir arasındaki seyahat süresi 3 saat 30 dakika, Ankara-Afyonkarahisar ise 1 saat 30 dakika olacaktır. İkinci etap olan Afyonkarahisar-Uşak'ın yapım ihalesine bu yıl sonuna kadar çıkılması planlanmaktadır. Uşak-Manisa-İzmir etabının ise uygulama projelerine ait revizyon çalışmaları devam etmektedir. Toplam maliyetin 4 milyar TL olması beklenmektedir.

·        ANKARA-SİVAS-KARS HIZLI TREN HATTI: Bu proje ile; Ankara-Kırıkkale-Yozgat-Sivas ve sonrasında Kars arasında çift hatlı, elektrikli, sinyalli yeni demiryolu inşa edilecektir. Fiziki altyapılar %80 oranında tamamlanmştır. Hattın Sivas - Erzincan - Erzurum - Kars etabının yapımı henüz plan aşamasındadır.

·        ANKARA-ANTALYA HIZLI TREN HATTI: Konya - Antalya - Alanya (Konya'dan çatallanarak Aksaray Kapadokya Kayseri/Erciyes ve Divriği turizm hattı amaçlanıyor.))[10]

·        ANKARA-KAYSERİ HIZLI TREN HATTI: (Yerköy'de Ankara-Sivas hattından çatallanacak, 2023 hedefleri arasındadır.)

·        İSTANBUL-EDİRNE  HIZLI TREN HATTI :(Bulgaristan sınırı)

·        KONYA-GAZİANTEP HIZLI TREN HATTI :İstanbul-Hicaz (Medine - Mekke) hattının bir bölümünü de oluşturacak. 2023 hedefleri arasındadır)

·        ANKARA-SAMSUN HIZLI TREN HATTI: (Kırıkkale-Samsun arasındaki yaklaşık 450 km. uzunluğunda demiryolunun projesi 2023, hizmete açılması ise 2035 yılı hedefleri arasındadır.)

·        KÜTAHYA-KONYA HIZLI TREN HATTI: (Afyon'da İzmir-Ankara hattından çatallanacak, böylece İzmir- Konya hızlı tren hattı açılacaktır. Ayrıca 2035 yılı hedefleri arasında yer alan Denizli-Ankara Hızlı tren hattına Afyon'da entegre edilmesi ile Denizli-Konya hızlı tren hattı da 2035 yılında hizmete girecektir.)

·        ANKARA-MERSİN HIZLI TREN HATTI: Ankara - Konya - Karaman - Silifke - Mersin (Ankara-Konya OSB'lerini en kısa mesafeden Taşucu limanına bağlama, İstanbul-Ankara yaş meyve ve sebze ihtiyacını karşılama, Kıbrıs-Silifke-Erdemli turizm hattı.)


24 Yeni Karayolu Projesi


Karayolları Genel Müdürlüğü, Türkiye'yi yeni karayolu ağlarıyla donatacak 24 önemli projeyi hayata geçirmeyi planlıyor.



Karayolları Genel Müdürlüğünün YİD modeliyle inşa ettirmesi beklenen projeleri ve uzunlukları şöyle:
        

1-Gebze-Orhangazi-İzmir otoyolu (421 kilometre),(Otoyol 33 Projesi)

2-Kuzey Marmara otoyolu (414 kilometre),         

3-Ankara-Niğde otoyolu (342 kilometre),         

4-Ankara-Samsun otoyolu

         a-Ankara-Kırıkkale Delice kesimi (112 kilometre),

         b-Delice-Samsun kesimi (320 kilometre),         

5-Aydın-Denizli-Burdur Otoyolu

         a-Aydın-Denizli kesimi (175 kilometre),

         b-Denizli-Burdur kesimi (155 kilometre),         

6-Kınalı-Tekirdağ-Çanakkale-Balıkesir otoyolu (370 kilometre),         

7-Sabuncubeli Tüneli (4 kilometre),         

8-Ankara-İzmir otoyolu (535 kilometre),         

9-Afyonkarahisar-Antalya-Alanya otoyolu (490 kilometre),         

10-Sivrihisar-Bursa otoyolu (202 kilometre),        

11-Şanlıurfa-Habur otoyolu Diyarbakır bağlantısı dahil (445 kilometre),

12-Gerede-Merzifon-Gürbulak Otoyolu

         a-Gerede-Merzifon kesimi (357 kilometre),

         b-Merzifon-Gürbulak kesimi (908 kilometre),         

13-Bozüyük-Afyonkarahisar otoyolu (85 kilometre),         

14-Afyonkarahisar-Niğde otoyolu (425 kilometre),        

15-Düzce-Zonguldak otoyolu (90 kilometre),

16-Alanya-Mersin otoyolu (250 kilometre),         

17-Delice-Sivas-Refahiye otoyolu (540 kilometre),        

18-Nevşehir-Diyarbakır otoyolu (650 kilometre),         

19-Diyarbakır-Gürbulak otoyolu (460 kilometre),

20-Sivas-Malatya otoyolu (230 kilometre),         

21-Trabzon-Malatya otoyolu (540 kilometre),         

22-Şanlıurfa-Akçakale otoyolu (50 kilometre),         

23-Rize-Diyarbakır otoyolu (560 kilometre),         

24-Pasinler-Türkgözü otoyolu (250 kilometre).


Otoyol 33 Projesi

  • Başlangıç yeri Gebze  ve bitiş noktası İzmir olmak üzere toplam 250 km’dir.
  • Otoyol 33 (O33), ya da Gebze – Orhangazi - İzmir (İzmit Körfez Geçişi ve Bağlantı Yolları Dahil) Otoyolu Projesi projesi İstanbul ile İzmir'i birbirine bağlamayı amaçlamaktadır. Aynı zamanda geçtiği güzergahta dikkate alındığında Bursa ve Balıkesir gibi illerde projenin içerisinde yer aldığından nüfus yoğunluğu yüksek iller ve Marmara Bölgesi ile Ege Bölgesi arası önemli bir bağlantı olacaktır

  Güzergah Teknik Özellikleri 


·         Asma Köprü (İzmit Körfez Köprüsü) (Dil ovası - Hersek Burnu arası)
Asma köprü yaklaşık 3000 metre uzunluğundadır. Ana açıklığı ise 1700 metredir. Proje tamamlandığında dünyanın en uzun açıklıklı ikinci asma köprüsü olacaktır.

·         Proje 377 km otoyol ve 44 km bağlantı yolu olmak üzere 421 km uzunluğundadır.

o        Yaklaşık 3 km uzunluğunda bir asma köprü

o        Toplam 18212 m uzunluğunda 30 adet viyadük

o        Toplam 7395 m uzunluğunda 4 adet tünel

o        209 adet köprü

o        18 adet gişe alanı

o        5 adet Otoyol Bakım Merkezi

o        7 adet servis alanı ve 7 adet park alanı


ENERJİ ALANINDAKİ PROJELER

Nabucco Projesi

  • , Türkiye'den AB ülkelerine doğal gaz taşımak amacıyla yapılması düşünülen uzun geçişli bir boru hattı taşımacılığı projesidir.
  • Türkiye'den başlayacak olan 3,300 km'lik bir boru hattının inşasına 2010'da başlanacağı duyurulmuştur. Proje 2002 yılında BOTAŞ (Türkiye) tarafından başlatılmıştır. Türkiye'den çıktıktan sonra terminal ülke Avusturya'ya kadar sırasıyla Bulgaristan, Romanya ve Macaristan'dan geçecek boru hattı ortakları eşit hisse ile BOTAŞ (Türkiye), Bulgargaz (Bulgaristan), Transgaz (Romanya), MOL (Macaristan), OMV (Avusturya) ve RWE (Almanya)'dir.
  • 2020 yılında 31 milyar metreküp doğalgaz taşıyacağı varsayılan hat, aynı zamanda AB'nin Trans-Avrupa Enerji Hattı'nın bir parçası olarak öngörülmekte olup fizibilite ve mühendislik çalışmaları için AB fonlarından da faydalanılmıştır. İlk hesaplara göre toplam maliyet 4.6 milyar Euro'dur.
  • Hat Erzurum'da Türkiye-İran Doğalgaz Hattı ile birleşerek, yine yapımı düşünülen Trans-Kafkas Gaz Hattı ile bağlanacaktır. Bu özellikleriyle hat, hem Orta Asya'yı, hem de Orta Doğu'yu gaz hatları olarak bağlayacak ve batı ucunda Avusturya'nın temel doğal gaz taşıyıcısı hattı olan Baumgarten an der March Hattı ile birleşecektir



Mavi Akım Projesi


·         Mavi Akım projesi, Ankara ile Moskova arasında 1997 yılında imzalanan anlaşmaya göre, 25 yıl süreyle, Türkiye’nin Rusya’dan yılda 16 milyar metre küp doğalgaz satın almasını öngörüyor.

·         1200 kilometre uzunluğunda doğalgazı taşıyan boru hattının, yaklaşık 380 kilometresi, Karadeniz’in altından geçmektedir. Deniz altındaki boru hattı, 2 bin 140 metre derinlikle, yeryüzünün en derindeki boru hattıdır. Hattın yapımını, İtalyan ENİ şirketi üstlenmişti. Yıllık 16 milyar metre küp kapasiteli boru hattından Türkiye, 2002 yılı sonundan bu yana gaz almaktadır.

·         Mavi Akım projesinin maliyeti, 3,3 milyar dolar olup, proje için, İtalya ile Rusya arasında yarı yarıya ortaklı Transco adlı bir şirket kurulmuştur. İtalyan bankaları da, projenin maliyetini karşılamak amacıyla Rusya’ya yüz milyonlarca dolarlık krediler kullandırmışlardır

·         Türkiye, İstanbul ve Çanakkale boğazları üzerinden taşınan Rus doğalgaz ve petrolünün de, Ceyhan’a ulaşmasını hedeflemektedir. Samsun-Ceyhan arasında günlük 1 milyon ton kapasiteli bir petrol boru hattının inşası, bu nedenle de, gündemde. Bu hattın lisansını, 2009 yılında, Türk Çalık Grubu, almıştır. İtalyan ENİ firması, Samsun-Ceyhan hattıyla da yakından ilgilidir.


Nükleer Santral Projeleri

20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren, güvenilir kaynaklardan enerjiyi

sağlama arayışı enerji dünyasının en önemli gündemi haline gelmiştir.

Özellikle 1970’li yılların başında ortaya çıkan petrol dar boğazı, bu

arayışları hızlandırmış ve güvenilir enerji kaynağı olarak nükleer

enerjinin ön plana çıkmasını sağlamıştır. Bunun sonucu olarak 1980’li

yılların ikinci yarısına kadar yüksek kapasiteli birçok nükleer reaktör

kurulmuş ve işletmeye alınmıştır. 1980’li yılların sonuna doğru ise

nükleer enerjiye olan talep artışı azalma eğilimine geçmiş ve 1990’lı

yıllar boyunca durağan hale gelmiştir.

Bunun nedeninin, Three Mile Island (1979, ABD) ve Çernobil (1986,

Sovyetler Birliği) nükleer kazalarının olduğu söylense de, asıl etken

dünya ekonomisindeki yavaşlama ve doğalgazın enerji pazarına

girmesidir. İçinde bulunduğumuz 21. yüzyılda, sürdürülebilir kalkınma

anlayışı içinde iklim değişikliklerini göz önüne alan enerji üretim

planları önem kazanmıştır. Bu çerçevede, nükleer enerjinin yanında

yenilenebilir enerji kaynakları gündeme gelmiş ve bu kaynaklardan

verimli enerji üretimi çalışmalarına başlanmıştır. Ancak, dış koşullara

bağımlı olmaları (iklim koşullarına bağlı olarak her zaman yeterince

güneş, rüzgar ve su kaynaklarının bulunmaması) nedeniyle günümüzde

halen yenilenebilir enerji kaynaklarından yeteri kadar verimli enerji

üretimi sağlanamamaktadır. Bu noktada nükleer enerji, 7 gün 24 saat

enerji üreten sürekli bir kaynak olarak önemini korumaktadır.

Enerjiyi ucuz, kaliteli ve sürdürülebilir olarak elde eden ülkeler, küresel

ticaret ve kalkınma yarışında ön sıralarda yer almaktadır. Bu nedenle,

ortalama yıllık enerji talep artışı % 7-8 civarında olan ve dünyada

elektrik talep artışında 1,4 milyara yakın nüfusu olan Çin’den sonra 75

milyon nüfuslu bir ülke olarak ikinci sırada yer alan ülkemizin mutlak

surette nükleer enerjiyi, enerji arz portföyüne katması gerekmektedir.

6

Enerji talebimizi karşılamak için ülkemizin ortaya koyduğu temel enerji

stratejisi, dışa bağımlılığı azaltmak olup ülkemizin izlediği enerji

politikalarıyla;

 Kaynak ülke ve güzergâh çeşitliliklerinin sağlanması,

 Enerji verimliliğinin artırılması,

 Enerji yoğunluğunun azaltılması,

 Yerli kaynakların tamamının kullanılması,

 2023 yılında elektrik üretiminde yenilenebilir enerji

kaynaklarının payının en az %30’a çıkarılması

hedeflenmektedir.

Nükleer enerji, ülkemiz için enerji arz güvenliğimizin sağlanması, enerji

ithal bağımlılığımızın ve cari açığın azaltılması bakımından büyük önem

taşımaktadır. Fransa’nın petrol (%99) ve doğal gaz (%97) ithal oranları

ülkemizdeki gibi yüksek olmasına rağmen, Fransa’nın enerji ithal

bağımlılık oranı % 50 iken, ülkemizde bu oran %72 civarındadır. Bunun

temel sebebi, Fransa’da elektrik üretiminde nükleer enerjinin payının

% 75 olmasıdır.

Ülkemizin 2023’te kurulu gücünün 110.000-130.000 MW arasında

olması, elektrik tüketiminin 500 milyar kWh olması öngörülmektedir.

Elektrik ihtiyacımızın karşılanmasında kullanılan doğalgaz ve sıvı

yakıtların neredeyse tamamının, kömür yakıtların ise yaklaşık %

30’unun ithal olduğu açıktır. Diğer yandan, hidroelektrik

potansiyelimize ek olarak rüzgar, güneş, jeotermal, biyokütle gibi

yenilenebilir enerji potansiyelimizin tamamı kullanılsa bile 2023 yılına

kadar ulaşacağımız 500 milyar kWh enerji tüketimimizin ancak yarısına

yakını karşılanabilmektedir.

Elektrik tüketim talebinin karşılanmasının yanı sıra, Türkiye’nin 2023

yılına kadar, 500 milyar dolar ihracat gerçekleştirmesi, kişi başına

25.000 dolar milli gelire sahip olması ve 2 trilyon dolar milli gelir ile

dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında yer alabilmesi için sürekli enerji

7

üreten nükleer güç santrallerini inşa etmesi bir seçenek değil,

zorunluluk olarak karşımıza çıkmaktadır.

Akkuyu’da kurulacak nükleer güç santralinin enerji arz güvenliğinin

sağlanması ve kaynak çeşitliliğinin artırılması bakımından önemi

ortadadır. Bu çerçevede, Akkuyu ve Sinop’ta kurulacak Nükleer

Santraller dikkate alındığında, yılda yaklaşık 80 milyar kWh elektrik

üretilmesi öngörülmektedir. Bu miktarda bir elektriği doğalgaz

santralinden elde etmek için yaklaşık 16 milyar metreküp doğalgaz

ithaline karşılık yıllık 7,2 milyar ABD Doları (yaklaşık 13 milyar TL)

ödenmesi gerekmektedir. Dolayısıyla, 3 senede sadece doğalgaz ithaline

ödenecek para ile Mersin-Akkuyu’da 4 ünite nükleer santral

kurulabilmektedir.

Nükleer güç santrallerini, sadece elektrik üretim tesisleri olarak

değerlendirmemek gerekir. Yaklaşık 550 bin parçadan oluşan nükleer

santral projesi, diğer sektörlere de sağlayacağı dinamizmle ve istihdam

imkanıyla birlikte ülkemiz sanayisine önemli derecede katma değer

sunacaktır.

Ülkemizin yarım asırlık nükleer güç santrali kurma ideali, T.C.

Hükümeti ile Rusya Federasyonu Arasında Akkuyu Sahasında Bir

Nükleer Güç Santralinin Tesisine ve İşletimine Dair İşbirliğine İlişkin

Anlaşma’nın 12 Mayıs 2010 tarihinde imzalanmasıyla gerçekleşmeye

başlamıştır. Söz konusu Anlaşma, 15 Temmuz 2010 tarihinde TBMM

Genel Kurulu tarafından kabul edilmiş, 6 Ekim 2010 tarihli ve 27721

sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır. Adı geçen Anlaşmanın

gerçekleştirilmesi kapsamında Proje Şirketi, 13 Aralık 2010 tarihinde

Ankara’da Akkuyu NGS Elektrik Üretim A.Ş. adı ile kurulmuştur.

Ülkemizde kurulacak Akkuyu nükleer güç santralinin inşasında,

maksimum düzeyde Türk mühendislerimizin istihdamı, yerli ekipman

kullanılması, başta Mersin ve Antalya illerimiz olmak üzere ülke

sanayimize dinamizm kazandıracaktır.

8

Bu çerçevede, yetiştirilmek üzere ilk Türk nükleer mühendis ekibimizin

Rusya’ya gönderilmiş olması, nükleer teknolojinin ülkemize

kazandırılması bakımından önemlidir.

Toplamda 300 olmak üzere bu sene gönderilen 50 Türk öğrencimiz,

Rusya’daki santrallerde staj dahil yaklaşık 9,5 yıla yakın bir eğitimin

ardından, Akkuyu Nükleer Santral Projesinde mühendislikten

yöneticilik kademesine kadar farklı alanlarda istihdam edilecektir.

Akkuyu Nükleer Santral Projesinin uygulanması sürecinde, genel olarak

nükleer enerji ve özel olarak da ülkemizde nükleer santral kurulmasıyla

ilgili tartışmalarla birlikte yanlış bilgilendirmeler de artmıştır. Bu

nedenle hazırlanan bu çalışmada, ülkemizin neden nükleer santrallere

ihtiyaç duyduğu, yenilenebilir enerji kaynaklarımızın enerji ihtiyacımızı

karşılamaya yetip yetmeyeceği, nükleer santrallerin çevreye, tarıma ve

turizme etkileri, Akkuyu sahası ve depremsellik çalışmaları ile

Rusya’nın nükleer santraller konusunda dünyadaki tecrübesi, dünyada

nükleer enerjinin elektrik üretiminde kullanımı gibi konularda temel

bilgiler özetlenmiştir.


UZAY PROJELERİ

PROJE AŞAMASINDAKİ UYDULAR

·         GÖKTÜRK 3 Savunma Sanayi Müsteşarlığı’nın başlangıç aşamasındaki Göktürk 3 projesi, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin operasyonel faaliyetlerinin icrası için yüksek çözünürlüklü görüntü ihtiyacının gece-gündüz her hava şartında karşılanması amacına uygun hazırlanıyor. TUSAŞ liderliğinde geliştirilmesi planlanan proje, bir adet SAR (Yapay Açıklıklı Radar) sensörü taşıyan uydu yapımını ve iki yer istasyonunun teslimini kapsıyor.

·         TÜRKSAT 5A TUSAŞ-TAI tesislerinde kurulacak Uydu Montaj, Entegrasyon ve Test Merkezi’nde (UMET) TÜRKSAT 4A ve 4B projesine katılan Türk mühendisleri tarafından üretilecek. 2015 başlarında uzaya gönderilecek.

·         TÜRKSAT 5B Uydu Montaj, Entegrasyon ve Test Merkezi’nde (UMET) yerli imkanlarla üretilecek. 2017 yılında yörüngeye fırlatılacak.

·         TÜRKSAT 5C UMET’te Türk mühendisler tarafından üretilmesi ve 2019 yılında uzaya fırlatılması öngörülüyor.

     YÖRÜNGEDEKİ TÜRK UYDULARI

·         TÜRKSAT 1B 10 Ağustos 1994’te Ariene 4 roketiyle fırlatılan

·         TÜRKSAT 1B Türkiye, Avrupa ve Orta Asya’yı kapsamına aldı. Fransız Alcatel Alenia Space Industries üretimi olan uydu 2006’da görevini tamamladı.

·         TÜRKSAT 1C 1996’da hizmete giren ve Türkiye, Avrupa ile Orta Asya’ya yönelik yayın yapan 1C de Alcatel Alenia tarafından üretildi. 10 Temmuz 1996’da fırlatılan ve 1062 kilogram ağırlığa sahip uydu ömrünü tamamladı.

·         TÜRKSAT 2A 10 Ocak 2001’de fırlatılan 2A, 2001 Şubat ayı itibariyle hizmet vermeye başladı. TÜRKSAT 1C ile aynı pozisyonda bulunan ve halen aktif durumdaki 2A, Ortadoğu ve Rusya’yı da içine alacak şekilde Avrupa’dan Orta Asya’ya kadar Türk TV yayınlarının izlenmesine olanak sağlıyor.

·         TÜRKSAT 3A Üretimine 10 Şubat 2006’da Alcatel tarafından başlanan 3A diğer uydulara oranla daha yüksek kullanım kapasitesine sahip. Halen aktif görevdeki uydu, hem haberleşme hem de Avrupa, Türkiye ve Orta Asya üzerinden doğrudan TV yayınları için kullanılıyor. 3A ile ayrıca telefon ve internet erişimi götürülemeyen bölgelere bu hizmetler sağlanıyor.

·         BİLSAT 1 Türkiye’de küçük uydu teknolojilerini başlatmak amacıyla yola çıkan TÜBİTAK UZAY ve İngiliz SSTL firmasının ortaklaşa ürettiği BİLSAT 1, 27 Eylül 2003’te fırlatıldı. Uydu 13.3 milyon dolara mal olurken görev ömrü kademeli olarak 15 yıl olarak planlandı. Ancak pil hücrelerindeki arızadan dolayı 2006’da operasyon sona erdirildi ve BİLSAT kaderine terk edildi.

·         ITUpSAT1 23 Eylül 2009’da Hindistan’dan uzaya gönderilen ilk Türk uydusu ITUpSAT1’in proje çalışmalarına 2005’te İstanbul Teknik Üniversitesi ve TÜBİTAK’ın desteğiyle başlandı. Eğitim amaçlı olarak küp uydu standardında (10 cm3) üretilen ITUpSAT1, 990 gram ağırlığında. Uydu 250 bin liraya mal olurken, projenin toplam maliyeti 1.5 milyon TL’yi buldu.

YAPIMI SÜREN UYDULAR

·         GÖKTÜRK 1
Proje sahibi: Savunma Sanayi Müsteşarlığı
Ana yüklenici: Telespazio (İtalya)
Yerli ana yüklenici: TUSAŞ
Yerli alt yüklenici: TAI, Aselsan, TÜBİTAK-UEKAE ve ROKETSAN
Tür: Keşif ve gözetleme
Bütçe: 250 milyon euro
Fırlatma tarihi: 2013-2014
Amaç: Coğrafi kısıtlama olmadan, gündüz şartlarında dünya üzerinde herhangi bir bölgeden Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyacına yönelik istihbarat amaçlı yüksek çözünürlüklü görüntü elde etmek.
Özellikler: 1 m²’den küçük alanları gözetleme kapasitesine sahip uydudan elde edilecek görüntüler istihbarat dışında ulaşım, çevre, ormancılık, afet yönetimi, doğal kaynakların gözlenmesi amacıyla da kullanılacak.

·         GÖKTÜRK 2
Proje sahibi: Milli Savunma Bakanlığı
Ana Yüklenici: TÜBİTAK UZAY ve TUSAŞ
Tür: Keşif ve gözetleme
Amaç: Türk Silahlı Kuvvetleri ile diğer kamu kuruluşlarının yüksek çözünürlüklü görüntü ihtiyacının karşılanması.
Proje bedeli: 100 milyon dolar
Fırlatma tarihi: 2011-2012
Fırlatma Üssü: Çin
Özellikler: Yaklaşık 200 kilogram ağırlığında ve bir metreküp hacminde olması öngörülen Göktürk 2 uydusu, 2,5 metre çözünürlükte görüntü toplayacak. Yerden 700 kilometre yükseklikte yörüngeye girecek uydu her 93 dakikada dünyanın çevresinde bir tur atacak.

·         RASAT
Proje sahibi: Devlet Planlama Teşkilatı
Ana Yüklenici: TÜBİTAK UZAY
Tür: Yer gözlem
Proje bedeli: 10-14 milyon dolar
Fırlatma tarihi: 2011
Fırlatma Üssü: Rusya
Amaç: BİLSAT ile kazanılan bilgi ve beceriyi pekiştirmek amacıyla yola çıkılan proje kapsamında, Türkiye’nin uydu teknolojileri konusunda yetişmiş insan gücünün artırılması hedefleniyor. RASAT Uydusu’ndan ayrıca haritacılık, afet izleme, çevre ve şehircilik konularında faydalanılması planlanıyor.
Özellikler: Türk mühendislerce geliştirilen yeni modüllere sahip RASAT, Türkiye’de tasarlanıp üretilen ilk yer gözlem uydusu. Görüntüleme sistemleri 1 milyon 326 bin euro’ya Güney Koreli Satrec Inivatiative firmasına ihale edilen 93 kilo ağırlığındaki uydu, 700 kilometrede yörüngeye oturtulacak.

·         TÜRKSAT 4A
Proje sahibi: TÜRKSAT
Ana Yüklenici: Mitsubishi Electric (Japonya)
Tür: Haberleşme
Amaç: TÜRKSAT 4A ile C Bant ilk defa kullanılacak ve bu frekans bandında Afrika da kapsama alanında olacak. Bu sayede TÜRKSAT uyduları Türkiye, Avrupa, Orta Doğu, Kuzey Afrika, Orta Asya ve Çin’den sonra Afrika kıtasının da tamamını kapsayacak.
Bütçe: 571 milyon dolar (TÜRSAT 4B dahil)
Fırlatma tarihi: 2013
Fırlatma Üssü: Baykonur (Kazakistan)
Özellikler: 2 bin 340 Mhz band genişliğine ve 3 bin 800 kilogram kuru yük ağırlığına sahip Türksat 4A’nın, 30 yıl manevra ömrü bulunuyor.

·         TÜRKSAT 4B
Proje sahibi: TÜRKSAT
Ana Yüklenici: Mitsubishi Electric (Japonya)
Tür: Haberleşme
Amaç: TÜRKSAT 4B ile TV yayıncılığına ilave olarak Türkiye’nin karasal altyapı üzerinden internet hizmeti verilemeyen bölgelerine ve bazı komşu ülkelere uydu aracılığıyla ucuz geniş bant internet götürme imkânı elde edilecek. Hâlen TÜRKSAT 3A üzerinden sağlanan internet hizmeti, TÜRKSAT 4B ile yarı yarıya ucuzlayacak.
Bütçe: 571 milyon dolar (TÜRKSAT 4A dahil)
Fırlatma tarihi: 2014
Fırlatma Üssü: Baykonur (Kazakistan)
Özellikler: Yapımında Türk teknik elemanlarının da yer alacağı uydu, Mitsubishi Electric’in geliştirdiği DS 2000 platformu üzerinde inşa edilecek. Türksat 4B uydusu 3 bin 340 Mhz band genişliği ve 3 bin 900 kilogram ağırlığında olacak. 4B’nin de 30 yıl manevra ömrü olacak.

Uydu Montaj Entegrasyon ve Test Merkezi (UMET)
Proje sahibi: TUSAŞ
Amaç: Tasarımdan fırlatma aşamasına kadar yerli imkanlarla uydu montaj ve testlerinin gerçekleştirilmesi.
Bütçe: 100 milyon dolar
Tesis yeri: Gölbaşı (Ankara)
Özellikler: Uzay koşullarının simüle edileceği UMET, daha yerdeyken uydunun çalışacağından yüzde 100 emin olunmasını sağlayan bir dizi testin gerçekleştirileceği bir teknoloji merkezi olacak. GÖKTÜRK 1 Projesi kapsamında TUSAŞ tesislerinde kurulması ve 2012 yılında hizmete alınması planlanan tesiste aynı anda iki ayrı uydunun üretimi ve testi yapılabilecek. Hem askeri hem de sivil kurumlara hizmet verecek UMET’te ilk olarak Göktürk serisi uyduların montaj ve testleri gerçekleştirilecek. TÜRKSAT haberleşme uydularının geliştirilmesi ve entegrasyonu da Türk mühendisleri tarafından bu merkezde yapılacak.


ASKERİ ALANDAKİ PROJELER



Altay(Tank)

  • Altay, Türkiye'nin geliştirmekte olduğu 3+ nesil ana muharebe tankıdır. Şu anda detaylı tasarım aşamasındadır. Milli Tank Üretim Projesi (MİTÜP) çerçevesinde 30 Mart 2007'de yapılan Savunma Sanayi İcra Komitesi toplantısı sonucunda Savunma Sanayii Müsteşarlığı tarafından proje ana yüklenicisi olarak Otokar Otomotiv ve Savunma Sanayi A.Ş. belirlenmiştir. İsmini Kurtuluş Savaşı'nda 5. Süvari Kolordusu'nu komuta eden Fahrettin Altay'dan almıştır.
  • Üçüncü nesil ana muharebe tankı olarak tasarlanmakta olan aracın prototip testleri ve kalifikasyon çalışmalarının 2012 yılında tamamlanması, seri imalatın ise 2016 yılının sonunda devreye alınması öngörülmektedir.
  • İlk etapta üretilmesi planlanan 250 adet tank, TSK’nın ihtiyaçları doğrultusunda artırılabilecektir
  • Altay tankı dünyanın en iyi tankı ve Altay Tank Geliştirme Merkezi dünyanın en tan geliştirme merkezidir.

T129 Atak Helikopteri

·         TUSAŞ tesislerinde üretimi tamamlanan ilk T129A prototipi ilk uçuşunu 17 Ağustos 2011'de gerçekleştirmiştir.

·         T129, halen dünyada kendi sınıfındaki en etkin taarruz helikopteri olma unvanını elinde tutmaktadır.

Daha yazmaklabitmeyecek bir sürü proje. Milli gemiler,  denizaltılar, tüfekler, füzeler…

Alanlarında bir numara olan bu gurur kaynağı projlerimiz bizi geleceğe, Büyük Türkiye'ye kanatlandırıp götürecektir.










Bu Yazıyı Beğenin ve Paylaşın :
 

+ yorum + 1 yorum

5 Nisan 2019 18:34

Bugün meşru bir kredi teklifi mi arıyorsunuz? Kötü kredi geçmişiniz nedeniyle bankalar tarafından geri çevrildiniz mi? artık endişelenmeyin, pluto kredi finansmanı evi,% 3'lük sadece uygun bir faiz oranıyla dönüm noktanız. Aracılığıyla bize şimdi ulaşın

E-posta: plutocreditfinancier@gmail.com
Whatsapp: +18474539904

Yorum Gönder

 

Copyright © 2011 - 2013. Küresel Yayın - Tüm Hakları Saklıdır


Kaynak : http://www.webmasterlord.net/blogger/10-blogger-yatay-slayt-eklentisi.html#ixzz2KOlV4byA